Yenidoğan Çetesi’ne yönelik gerçekleştirilen 2. dalga operasyonda yakalanan 18 şüpheli ile ilgili olarak Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma tamamlandı ve bu süreçte bir fezleke hazırlandı. Hazırlanan fezlikede, cumhuriyet savcısı Yavuz Engin’i makamında tehdit eden Mustafa Kemal Zengin hakkında, ‘suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etmek’ suçlamasından 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Özellikle bu tehdit olayına ilişkin soruşturmanın ayrıca sürdüğü de fezlekede belirtilmiş bulunuyor.
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü ve kamuoyunda ‘Yenidoğan Çetesi’ olarak bilinen soruşturma kapsamında İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ne bağlı ekipler, 4 Aralık 2023 tarihinde gerçekleştirdikleri operasyonda çete lideri Fırat Sarı ile birlikte hareket eden 5 doktor, 5 sağlık çalışanı, 3 hemşire ve 1 sivil olmak üzere toplamda 14 kişiyi gözaltına almıştı. Bu operasyonun ardından devam eden soruşturma süreci sonucunda tespit edilen 18 şüpheliye dair fezleke hazırlandı.
Hazırlanan fezlekede, Doktor Dursun Eryılmaz hakkında ‘ihmali davranışla kasten öldürme’ suçlamasıyla 20 yıldan 25 yıla kadar hapis cezası istendi. Bu durum, sağlık çalışanları arasında ciddi bir ihmalkarlığın ve sorumsuzluğun varlığına işaret ediyor. Ayrıca, cumhuriyet savcısı Yavuz Engin’i makamında tehdit eden Mustafa Kemal Zengin için de ‘suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etmek’ suçlamasından 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası önerildiği ifade ediliyor. Savcının tehdit edilmesi durumu, Türk hukuk sisteminin işleyişi açısından önemli bir mesele olarak öne çıkmaktadır.
Fezlekede ayrıca hemşire Serenay Şenkalaycı hakkında ‘resmi belgede sahtecilik’ suçlamasından 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası, ‘zincirleme şekilde ihmali davranışla kasten öldürme’ suçlamasından ise 25 yıldan 43 yıl 7 aya kadar hapis cezası talep edildiği belirtilmiştir. Bu cezalar, adli sistemde sağlık sektöründeki ağır ihmalkarlıkların ve ciddiyetin ne denli önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Diğer 15 şüpheli hakkında ise, çeşitli suçlar için farklı oranlarda hapis cezası istendiği ifade edilmektedir.
Bu çete soruşturması, Türkiye’nin sağlık sistemi içinde yer alan suistimalleri ve yolsuzlukları gözler önüne sererken, aynı zamanda adaletin ne denli önemli bir mekanizma olduğunu da vurgulamakta. Özellikle sağlık alanında görevli kişilerin, verdikleri hizmetlerde dikkatli ve sorumlu olmalarının gerekliliği, bu tür davaların azalmaması açısından büyük önem taşımaktadır. Soruşturmanın seyrine ve sonuçlarına bağlı olarak, bu tür olayların tekrar yaşanmaması için yapılandırılacak yasalar ve düzenlemeler, toplum etkileşimi açısından kritik bir rol oynayacaktır.