AK Parti Grup Başkanvekili Bahadır Yenişehirlioğlu, avukatlık, yazarlık ve sanatçılık kariyerinden sonra siyasete adım atan bir figür olarak dikkat çekmektedir. Yenişehirlioğlu, Sabah YouTube kanalında menajerlerin piyasadaki tekelleşmesi hakkında çarpıcı yorumlarda bulundu. Kendisi, “Payitaht Abdülhamid” dizisinde canlandırdığı Tahsin Paşa karakterinin dünya çapında büyük ilgi gördüğünü belirtirken, bu başarıya rağmen tek bir ödül dahi alamadığını vurguladı. Bunun nedeni olarak, “Çünkü onların çarkından değildim ve olmayı reddetmiştim” ifadelerini kullandı. Yenişehirlioğlu, sanatçıların muhalif olmaları gerektiği yönündeki baskılara vurgu yaparak, Suriye’deki kadınların durumu gibi önemli meseleleri gündeme getiren sanatçıların genellikle ödül törenlerinde yer bulamadıklarını, çünkü bu tür konulara duyarsız kalan sanatçıların daha çok ödül aldıklarını ifade etti.
Yenişehirlioğlu, sanat camiasında yaşanan LGBT ve eşcinsellik dayatmasını sert bir dille eleştirdi. Kendisinin ifade ettiği üzere, “LGBT’ye, eşcinselliğe hizmet etmiyorsanız sanki aydın değilsiniz gibi davranılıyor.” Bu ifadeleriyle sanatçıların ve aydınların, toplumun gerçek meselelerine duyarsız kalmamaları gerektiği üzerinde durdu. Ayrıca, kadın hakları konusunda sürekli bağıran birçok ismin, Suriye gibi savaş bölgelerinde zor durumda olan kadınların sesi olmayı reddettiklerini vurguladı. Bu çerçevede, “Bir ödül töreninde bile Suriye’deki kadınların nasıl işkenceye tabi tutulduğunu dile getiren olmadı” dedi.
Bahadır Yenişehirlioğlu, sektördeki menajer tekeline de dikkat çekerek, sanatçıların nasıl etki alanının daraldığını ve tekelleşmenin sonuçlarını ele aldı. Kendisi, bazı sanatçıların çok yetenekli olduğunu ancak bu sisteme dahil olmadıkları için ekranlarda görünmediğini belirtti. “Kimsenin yardakçısı olmamak lazım” diyerek, menajerlerin bazı sanatçıları desteklemesi ve diğerlerini geri planda bırakmasına karşı durdu. “Bu zararlıdır” diyerek, sanatın bir özgürlük alanı olması gerektiğinin altını çizdi.
Bahadır Yenişehirlioğlu, ekranlardaki tekelleşmenin sadece sanatsal bir sorun değil, aynı zamanda duygusal bir sıkıntı olduğunu da ekleyerek, “Duygusal dediğimiz bu, para…” ifadesini kullanarak sektördeki kayırmacılığa ve çıkar ilişkilere dikkat çekti. Kendisinin bu duruma karşı durarak, yalnızca yeteneğe bakılması gerektiğini savundu. Bahadır Yenişehirlioğlu, “Payitaht Abdülhamid” dizisinde Tahsin Paşa karakterini yorumlarken elde ettiği başarının, sistemin dışında kalması sebebiyle ödüllenmemesi durumunu eleştirdi. “Çarkın içinde olmayı reddettim, bir ödül bile alamadım” diyerek, sanatın ve sanatçının özgür ruhunun korunması gerektiğini fakat bunun için mücadele verilmesi gerektiğini ifade etti.
Sonuç olarak, Bahadır Yenişehirlioğlu’nun açıklamaları, Türkiye’deki sanat camiasındaki baskılar ve tekelleşme gibi sorunlar hakkında önemli bir tartışma başlatmaktadır. Özellikle sanatçıların muhalif olmalarının istenmesi ve belirli sosyal konulara karşı duyarsız kalmalarının eleştirilmesi, Türkiye’deki siyasi ve toplumsal meselelerle ilgili farklı bakış açılarını ortaya koymaktadır. Yenişehirlioğlu, sanatın ve sanatçıların özgürlüğü adına mücadele etmenin gerekliliği üzerinde durarak, toplumsal sorunlara duyarsız kalan bir sanatçı topluluğunun oluşturulmasının tehlikelerine dikkat çekmiştir. Bu söylem, izleyicilerin ve kamuoyunun dikkatini çekerken, sanat dünyası ve siyasetin kesişiminde önemli bir tartışma alanı yaratmaktadır.
