Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, son zamanlarda gündeme gelen Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli hakkında dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Yılmaz, Bahçeli’nin siyasi anlayışını değerlendirerek, “Sayın Bahçeli her zaman önce milletim, devletim, sonra partim, sonra ben diyen bir siyasetçi. Siyasi hesaplarla değil, ülkenin geleceğiyle düşünen, uzun vadeli geleceği açısından doğru bulduklarını ifade eden bir devlet insanıdır” ifadesini kullandı.
Yılmaz, Bahçeli’nin yaklaşımının aslında terörsüz bir Türkiye hedefini de içerdiğini vurguladı. Bahçeli’nin perspektifini, “Bir taraftan emperyalist gelişmelere, Ortadoğu’daki duruma ve Suriye’deki olayların bölgede oluşturduğu risklere dikkat çekerek, iç cephemizi birleştirip kardeşliğimizi güçlendirecek bir anlayışla hareket etmemiz gerektiğini” belirtti. Bu yaklaşım, Türkiye’nin öncelikle kendi topraklarında barış ve huzuru sağlamasını, ardından bölgesel sorunları daha güçlü bir şekilde ele almasını gerektirdiğini ortaya koyuyor.
Bununla birlikte, Yılmaz Türkiye’nin yeni vizyonuna da değindi. Cumhurbaşkanı’nın 100 yıllık Cumhuriyet tarihimizden yola çıkarak ortaya koyduğu “Türkiye Yüzyılı” vizyonunu hatırlatan Yılmaz, “Şu an yeni bir yüzyıla girdik ve bu yüzyılın temel başlıklarından birinin huzur ve kardeşlik ortamı olacağını” belirtti. Dolayısıyla, Türkiye’nin bu vizyon çerçevesinde, terörün gölgesinde kalmadan ilerlemek istediğini ifade etti.
Yılmaz, terörün demokrasi ve kalkınmanın en büyük düşmanı olduğunu dile getirdi. “Terörün yok olduğu bir ortamda, demokrasi de kalkınma da güçlenir” diyen Yılmaz, terörün mevcut olduğu bir ortamda bireylerin seyahat özgürlüğünden düşünce özgürlüğüne kadar birçok hakkından mahrum kalacağını da vurguladı. Bu durumda yatırım ortamı gelişmenin de mümkün olmayacağını ifade eden Yılmaz, “Dolayısıyla, terörsüz bir Türkiye, aynı zamanda daha hızlı kalkınan ve demokratik standartlarını yükselten bir Türkiye demek” şeklinde konuştu.
Yılmaz’ın açıklamalarının ardından, Bahçeli’nin teröre karşı olan duruşunun önemini vurgulayan ifadeleri gündeme geldi. Ahmet Türk gibi bazı siyasi figürler, Bahçeli’nin tutumunu övdü ve bunu samimi bulduklarını dile getirdi. Bahçeli’nin, özellikle İmralı’da silah bırakma çağrısını yapıp yapmayacağına dair meraklar ise sürmeye devam ediyor. Son dönemde DEVA Partisi’nin İmralı’ya gerçekleştirdiği ziyaretten sonra Bahçeli’nin yapacağı açıklamalar da dikkatle izleniyor.
Sonuç olarak, Yılmaz’ın görüşleri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin politikalarında savunduğu terörsüz, huzurlu bir Türkiye hedefini destekleme yönünde önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Türkiye’nin siyasi sahnesinde bu tür açıklamalar, halk arasında siyasi birlik ve beraberlik temalarını güçlendirme potansiyeline sahip. Bu tür diyaloglar ülkenin geleceği için umut verici bir atmosfer yaratabilir.