Türkiye’nin artan hayat pahalılığı, özellikle yoksul kesimi derinden etkilemeye devam ediyor. Diyarbakır’daki semt pazarı esnafıyla yapılan görüşmeler, bu kötü durumun ne kadar yaygın olduğunu gözler önüne seriyor. Pazar esnafı, yoksulların temel gıda maddelerini karşılamakta zorlandığını, bu nedenle daha düşük fiyatlarla satılan ya da çürümeye yüz tutmuş sebze ve meyveleri tercih ettiklerini belirtiyor. Örneğin, pazar esnafından Abdulkadir Taş, “Vatandaş 40 liraya salatalık alamıyor. Gelip, çöplerde birikenleri 15 liraya alıyorlar. Bunun düzelmesi gerekiyor. Asgari ücret 100 bin lira da olsa insanlar yine geçinemez” açıklamasında bulunuyor.
Yüksek enflasyon ve ekonomik kriz, Türkiye’deki yoksul kesimin temel ihtiyaçlarını karşılamasını zorlaştırıyor. Özellikle gıda maddeleri gibi temel ürünlerin fiyatları fahiş şekilde arttığından, yoksul kesimin bu ürünlere erişimi neredeyse imkansız hale geldi. Birçok insan, semt pazarına giderek daha uygun fiyatlarla sebze ve meyve bulma umuduyla çıkıyor ama görülen gerçek oldukça çarpıcı. Yoksul vatandaşların, pazardaki ezilmiş ve çürümeye yüz tutmuş sebzeleri topladığı görüntüler, bu durumu daha da belirgin kılıyor.
“ÇÖPE ATILANLARDAN DAHA BETER SEBZE VE MEYVELERİ TOPLUYORLAR”
Pazar esnafı Mehmet Yılmaz, bu şok edici durumu kabul edilemez bulduğunu ifade ediyor ve bir satıcı olarak yüksek fiyatlarla ürün satmanın kendisini rahatsız ettiğini belirtiyor. Yılmaz, “Parası olan alıyor ama parası olmayan sadece bakıyor. Bugün bir kilo mandalina 45 lira. Ama normalde 12 lira olması gerekiyor. Artıkları bırakıyoruz, fakirler gelip onları topluyorlar. Ortada bir düzensizlik var,” diyerek durumu özetliyor.
“YERDEKİ MEYVEYİ EVİNE GÖTÜRMESİ ZORUMA GİDİYOR”
Pazarda alışveriş yapmakta zorlanan bir başka vatandaş Hatice Aktaş ise “Fiyatlar, parası olana güzel, parası olmayana hiç güzel değil. Pahalılıktan dolayı bugün istediğim kadar alışveriş yapamadım” cümleleriyle durumu dile getiriyor. Alışveriş yapmanın kendisi için artık mümkün olmadığını ifade eden Ayşe Kara ise, “Pazarda yaptığım alışverişte bin lira harcadım. Daha bir sepeti doldurmadan bin lira harcadım,” diyerek pahalılığı vurguluyor.
“DÖRT POŞET 600 LİRA”
Pazar alışverişinin yüksek maliyetlerine bir başka örnek İsmail Çakmak’tan geliyor. Çakmak, “Dört poşet doldurdum 600 lirayı buldu,” diyerek sitemini dile getiriyor. Diğer pazar esnafı Ramazan Kocakaya, sebze fiyatlarının normal olduğunu ancak maliyetlerin yükseldiğini savunuyor. Alım gücünün düştüğünü belirten Kocakaya, “Müşterilerin alım gücü yok. Alışverişler yarı yarıya düştü. Paranın kıymeti kalmadı,” diyor.
Son olarak, Abdulkadir Taş da benzer bir duygu içindedir. “Vatandaş 40 liraya salatalık alamıyor. Gelip, çöplerde birikenleri 15 liraya alıyorlar. Bunun düzelmesi gerekiyor,” diyerek yüksek enflasyonun ve artan fiyatların etkisini bir kez daha dile getiriyor. Kısacası, Türkiye’deki ekonomik kriz, yoksul kesimi sıkıntıya sokmuşken, temel ihtiyaçlarını karşılama konusunda bu kesim zor durumda kalıyor.