TÜİK’in ocak-nisan arasındaki 4 aylık dönemde tüketici fiyatlarının yüzde 18.72 arttığını hesapladığı veriler, Türkiye’deki yüksek enflasyonun net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu durum, hükümetin yıl ortasında zam yapmayacağını açıkladığı 17.002 liralık asgari ücretin alım gücünün mayıs başı itibarıyla 2.681 lira eriyerek 14 .321 liraya gerilemesine neden olmuştur. İstanbul Ticaret Odası ve ENAG’ın hesaplarına göre ise asgari ücretin alım gücü farklı verilere göre farklı seviyelere gerilemiştir. Mayıs ve haziran aylarında tüketici fiyat endeksindeki artışlarla birlikte 6 aylık enflasyonun yüzde 25’lere ulaşması beklenmektedir, bu durum da asgari ücretin alım gücünün 13.600 liraya kadar gerilemesine sebep olacaktır.
Asgari ücretin alım gücündeki düşüş, zam yapılmasını kaçınılmaz hale getirmiştir. 4 aylık enflasyon kaybının telafi edilebilmesi için asgari ücretin en az 21.185 liraya çıkarılması gerekmektedir. Bu dönemde yaşanan yüzde 18.72’lik enflasyon artışı, yıl başında memur ve emeklilere yapılan zamları da tümden yok etmiştir. Örneğin, en düşük dereceli memur maaşının alım gücü nisan sonu itibarıyla ciddi şekilde erimeye uğramış, aynı durum öğretmen ve polis maaşları için de geçerli olmuştur. Emekliler de enflasyon kaybından olumsuz yönde etkilenmiş, en düşük emekli aylığındaki alım gücü ciddi şekilde azalmıştır. Özellikle en düşük memur emeklisi, 4 aylık süreçte önemli bir alım gücü kaybı yaşamış ve maddi anlamda olumsuz etkilenmiştir.
Yüksek enflasyon ve alım gücündeki düşüşler, ülkede genel anlamda ekonomik sıkıntıları beraberinde getirmiştir. Özellikle asgari ücret ve memur maaşlarındaki gerilemeler, vatandaşların maddi durumunu olumsuz etkilemiş ve geçim sıkıntısı çeken kesimleri daha da zor duruma düşürmüştür. Bu nedenle, hükümetin ekonomik politikalarını gözden geçirmesi ve gerekli düzenlemeleri yaparak enflasyonla mücadele etmesi gerekmektedir. Aksi halde, ekonomik sorunların daha da büyümesi kaçınılmaz olacaktır.