Yunanistan, geçtiğimiz eylül ayında Mitsotakis’in sağcı hükümeti tarafından açıklanan yeni çalışma yasaları çerçevesinde, ekstra çalışma günlerine yüzde 40 ek ücret karşılığında altıncı gün çalışma seçeneği sunarak, işverenlerin ve çalışanların beklentilerini karşılamayı hedefliyor. Bu yeni yasaya göre, işverenler altıncı gün ekstra çalışma seçeneği sunabilirken, çalışanların haftalık kazançlarında da artışlar olması bekleniyor. Buna ek olarak, çalışanlara ikinci bir yarı zamanlı iş yapma ve günlük 13 saate kadar çalışma hakkı tanınacak. Bu şekilde, bir çalışan haftada 78 saate kadar çalışabilecek.
Yunanistan’ın bu çalışma sistemini değiştirmesinin arkasında, yaşlanan ve kalifiye işçi eksikliğiyle karşı karşıya kalan nüfusunun durumu var. Eurostat verilerine göre, 2010 yılından bu yana 500 binden fazla Yunan ülkeyi terk ederken, halihazırda Yunanlar diğer Avrupa ülkelerinde çalışma saatleri açısından daha uzun süreler çalışıyorlar. Sendikalar ise yeni yasanın çalışma koşullarını kötüleştirebileceği, tükenmişlik sorununu artırabileceği ve çalışanların yaşam kalitesini düşürebileceği konusunda endişelerini dile getiriyor. Yunanistan Genel İşçi Konfederasyonu’nun (GSEE) yöneticisi George Dimitriadis, bu yaklaşımın gericilikten ve çalışan refahını düşürmekten yana olduğunu belirtirken, tükenmişlik ve sağlık masraflarının artabileceğine dikkat çekiyor.
Küresel eğilimler ise Yunanistan’ın altı günlük çalışma haftasına geçişine karşı çıkıyor. Diğer ülkelerde ise çalışma günlerinin kısaltılması yönünde adımlar atılıyor. Belçika ve Singapur gibi ülkeler, çalışanların mesai günlerini kısaltacak düzenlemeler yaparken, İngiltere, Almanya, Japonya gibi ülkeler de dört günlük çalışma haftası pilot programları deneyerek olumlu sonuçlar elde etti. 2022’de dünyanın en büyük kısa çalışma programlarından biri olan 4 Day Week Global, çalışanların dört gün çalıştıklarında beş günlük üretkenlik seviyelerine ulaşabildiğini gösterdi. Bu pilot programlar, çalışanların refahlarında ve gelirlerinde artışlar sağlayarak, işverenler için de olumlu bir deneyim sunuyor.
Sonuç olarak, Yunanistan’ın altı günlük çalışma haftasına geçmesi, uluslararası toplulukların dikkatini çekerken, diğer ülkelerdeki çalışma koşullarının iyileştirilmesi yönündeki çabalar da devam ediyor. Çalışanların refahı, sağlığı ve üretkenliği göz önünde bulundurularak yapılan düzenlemeler, hem işverenlerin hem de çalışanların beklentilerini karşılayacak şekilde şekillendirilmelidir.