Yunanistan sahil güvenlik unsurları, Aydın’ın Kuşadası ilçesi açıklarında bulunan 26 göçmeni taşıyan 2 can salını Türk sularına iterek açık denize sürükledi. Bu göçmenler arasında 13 çocuk da bulunmaktaydı. Yaşadıkları ölüm kalım mücadelesi sırasında Türk sahil güvenliğine haber veren göçmenler, Kuşadası limanından hareket eden Sahil Güvenlik Botu tarafından kurtarıldı. Göçmenler, Yunanistan sahil güvenlik unsurlarının kendilerini Türk sularında terk ettiğini belirttiler.
Bir diğer olayda ise, Muğla’nın Bodrum ilçesinden İstanköy (Kos) Adası’na geçmeye çalışan iki Suriyeli göçmen baygınlık geçirdi. Sahil güvenlik ekipleri tarafından kurtarılan bu göçmenler Bodrum Limanı’na getirildi. Kuşadası ve Bodrum’da kurtarılan tüm göçmenler, ifadeleri alındıktan sonra İl Göç İdareleri’ne teslim edildi.
Her iki olay da, Yunanistan’dan Türkiye’ye yasa dışı yollarla geçmeye çalışan göçmenlerin maruz kaldığı zorlukları ve riskleri gözler önüne sermiştir. Yunanistan sahil güvenlik unsurlarının, göçmenleri can salarında Türk sularına iterek tehlikeye attığı göz önünde bulundurulduğunda, bu tür insanlık dışı uygulamaların ciddi sonuçları olabileceği açıkça görülmektedir. Türk sahil güvenliği, bu tür durumlarda hızla hareket ederek göçmenlere yardım elini uzatmış ve onları kurtarmıştır.
Göçmenlerin yaşadığı bu dramatik olaylar, Avrupa’daki mülteci krizinin boyutlarını ve insanlık dışı uygulamaları bir kez daha gündeme getirmiştir. Türkiye, Suriye ve çevresinde yaşanan savaşlar ve krizler nedeniyle büyük bir göçmen akınına maruz kalmaktadır. Bu durum, Türk sahil güvenliği ve ilgili kurumların daha fazla önlem alması gerektiğini göstermektedir.
Sonuç olarak, Yunanistan sahil güvenlik unsurlarının yasa dışı yollardan Türk sularına ittikleri göçmenlerin Türk sahil güveliği tarafından kurtarılması, insanlık adına umut verici bir adımdır. Ancak, bu tür olayların önlenmesi ve daha fazla insanın hayatının riske atılmaması için uluslararası iş birliği ve koordinasyon gerekmektedir.