Türkiye, karbon gazı yayılımını azaltmak amacıyla düzenlenen çevre zirvesine rekor bir ziyaretçi sayısıyla katıldı. Ülkenin bu etkileyici katılımı, uluslararası basının dikkatini çekti. Almanya’nın önde gelen gazetelerinden Bild, Türkiye’nin büyük delegasyonunu ‘abartı’ olarak nitelendirerek, Türkiye’nin zirveye 1862 kişilik bir heyetle katılmasını eleştirdi. Gazete, Almanya’nın bu zirveye ise sadece 270 kişilik bir delegasyonla geldiğini belirtti. Nijerya’nın 634 kişiyle Türkiye’nin ardından gelmesi haberde yer alan diğer önemli bir detaydı. Ayrıca, başkent Berlin’de bulunan Alman delegasyonunun kendilerine ayrılan 172 metrekarelik ofis ve 150 metrekarelik Alman pavilyonunun maliyetini zor karşıladığına dikkat çekildi. Özellikle, basit bir kahve makinesinin kiralanmasının maliyeti 1630 euro olarak belirlendi.
Bakü’de gerçekleştirilen COP29 zirvesinde Türkiye’nin “Sıfır Atık” temalı standı katılımcılar tarafından yoğun ilgi gördü. Bu stantta, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın öncülüğünde başlatılan Sıfır Atık Projesi tanıtıldı. Ziyaretçilere projeyle ilgili bilgiler verildi ve Türkiye’nin çevre konusundaki taahhütleri vurgulandı. Bu etkinlik, Türkiye’nin çevre koruma çabalarını uluslararası platformda göstermesi açısından büyük bir fırsat sundu.
Alman delegasyonu zirvede kahve ihtiyacını karşılamak amacıyla bir kahve barı kiralamayı tercih etti. Ancak bu barın kirası oldukça yüksek bir bedel olan 31 bin euro olarak belirlendi. Bir fincan kahvenin fiyatı ise 8 ile 10 euro arasında değişiyordu. Almanya’nın bu masraflarına isyan eden delegasyon, gizlice kendi kahve makinesini etkinliğe sokmayı denedi. Bu durum, zirvede yaşanan maliyet sorunlarının bir yansımasıydı. Türkiye’nin büyük pavilyonlardan birini kiralaması ve ofis tutması gibi maliyetlerin ne olduğu ise bilinmiyor. Ancak, Türk delegasyonunun günde sadece bir kahve içtiği hesaba katıldığında, günlük kahve maliyetinin 18 bin 620 euroyu bulduğuna işaret ediliyor.
Bununla birlikte, zirvede bir damacana suyun fiyatı 58 euro olarak belirlendi. Bu durum, katılımcıların musluktan su doldurarak otel odalarına götürmelerine sebep oldu. Özellikle bu yüksek maliyetler, etkinlikte yaşanan bazı ekonomik sıkıntıların altını çizecek şekilde dikkat çekti. Katılımcılar, yüksek fiyatlar karşısında alternatif çözümler aramaya yöneldi.
Sonuç olarak, Türkiye’nin Bakü’de düzenlenen COP29 zirvesine katılımı, maliyetlerin ve ekonomik yüklerin arttığı bir ortamda gerçekleşti. Hem Türkiye’nin büyük delegasyonunun varlığı hem de yüksek masraflar, zirvedeki tartışmaların önemli bir parçası oldu. Bu zirve, Türkiye’nin uluslararası çevre politikalarındaki hedeflerini göstermek açısından önemli bir platform olurken, maliyetlerin yüksekliği, delegasyon ve katılımcılar arasında tartışmalara neden oldu.